5 Aralık 2014 Cuma

'Gitmek' Ne olumsuz bir kelime..

Bugün çocukluğumla vedalaştım.. Çocukluğumun geçtigi yerle, iyi kötü  hatıralarımla..
Bu şehirden gitmeden önce görmek istedim dizimin parçalandığı yeri. Gizlice kedi beslediğim küçük çıkmazı, kızlarla çekirdek yiyip laklak yaptıgım bankı, koşarak gittigim bakkalı, tepesine çıkıp azar işittigimiz incir ağacını.
Bende bukadar yer ettigini bilmiyordum o sokağın. Çogu zaman kurtulduk bu mahalleden diyip bahsettigim yeri, hafızama kazımak için her köşesine uzun uzun baktım. Kokusu bile okadar tanıdıkki, sanki orası bi sokak degilde evim gibiydi benim. Her gördügün insanı tanıyorsun bikere.
Her salı balık günü mahallenin, anahtarın yoksa dışarıda kalmazsın, hatta nereye gidecegini şaşırırsın.
Çok özleyecegim, sanırım zor olacak benim için. En çokta makarna partilerini, iftar toplanmalarını, arkadaşlarımı..

Ankara'ya gidiyorum. Bir daha asla istanbulda oturmamak üzere,,
Ailem akrabalarım arkadaşlarım herkes burada tabiki sık sık gelecegim ama misafir olarak. Ankara soğuk , renksiz, ailesiz.. Bazen bu çürük evden kurtuluyorum diye seviniyorum aslında itiraf edeyim sırf bunun için gitmek istiyorum çünkü depremden çok korkuyorm. Evde çıt sesi duysam gözümü avizeye bakıp dakikalarca izliyorum. Geceleri uyuyamıyorum.

Orada güvende hissedeceğim evet. Ama eminim çok yanlız kalacağım. Aslında kendimi yanlız hissetmemek için bir el yeterli bana kocamın bir sözü bir bakışı azıcık ilgisi, koruması kollaması yanımda arkamda durması. Birşeyleri birşeylere karıştırmaması yeterli. Ama biraz işi yoğunlaşsa bunları unutacak biliyorum.

Çok korkuyorum. Annemsiz naparım bilmiyorum. Başım ağrısa ona koşarım ben. Kusarken sadece onu isterim yanımda. Elini sırtımdan hiç eksik etmez. şevkatini bakışları anlatır. Anne olacağımı ögrendigimden beri anneme ayrı bi bağlandım. Her anne fedakardır ama benimki başka. Umarım bende onun kadar iyi bir anne iyi bir eş olurum.

Allah herkesin evladını şevkatli kollara düşürsün. Her annenin kalbi rahat her evladın yeri rahat olsun.

Allahım noluuuuuuuuuuuuuuuuur Ankara güzel   bi yer olsun.

(bide allahım oğlum kro olmasın amin.)

24 Kasım 2014 Pazartesi

Sen ayran budalasısın bende senin budalan =)

Biz manitayken sevgili kocam bekar evinde kalıyordu. Bende belirli gün ve saatlerde teşrif ediyodum tabiki. Hatta bi ara dışarda para harcıyoz ya gidek evde sev..... öhöm öhöm  oturak demekten dışarda buluşmayı unutmuştuk.

Bir çok ev arkadaşı geldi geçti en leş insanlar hep benim kocama denk geldi. Kocamı övdüğümden degil vallahide en temizi oydu.
odası hep derli toplu, dolabı çekmecesi parfümleri bakım kremleri muntazam dizilmiş bi özenleydi.
Yerler küpürlüydü evet ama okadarda olsun yani. Mutfağı hep o temizler banyoyu düzenlerdi.
Benim içinde ideal erkektii. Borumu adam toplu titiz. Yani bi erkeğe göre titiz. Sonra iyi bi işi var en azından memur (ilerde çocuk falan doğurursam işten çıkarım sefil olmayız mantıgıyla düşünmüştüm bunu iyikide düşünmüşüm şuan onu yaşıyorum) yakışıklıda bana göre, benim tipim yani başkası begenir begenmez umrumda degil. Şaka şaka umrumda begenmesin kimse benim kocamı sevmem ben öyle şeyi..

Çıngar çıkartırım. Bazen yolda giderken orospucuklar bakıyor, kızın agzına girip benim kocam diye bagırıyorum. tamam çok mantıklı yada evli bi kadına yakışan hareket degil. Tamam belki buldumcuk gibide görünüyor olabilirim ama benim kocam. Bu bir gerçek.

 Nerde kalmıştık yakışıklıda boylu poslu romantiktide o vakitler bazen çiçek haftası yapardı arka arkaya bikaç buluşmada çiçek getirirdi. bende evde biriktirirdim onları en son sineklendi annem attı hepsini. Yada mesela ona gittigimde bana inanılmaz kahvaltılar hazırlardı. domatesleri kalp yaptıgını bile blirim. (şimdi yanımda televizyon izleyen adama bakıyorumda evlilik ne çok degiştiriyor erkegi beş dakikadır ayağıyla popomu dürtüp aşure getirsene aşgııımmm diyor :(  )
Küçük not kağıtlarına yazdığı aşk cümlelerini evin her tarafına yapıştırmıştı. Tek tek toplayıp mutluluktan uçardım. AHHH AHHH. ne günlermiş. Ben tabi bunlar hep böyle kalacak aşk yumağı halinde kalıcaz yuvarlanıp çığ olucaz diye düşünüp yıllarca evlenme teklifi bekledim.

Aslında evini temizlediğimde yemek yaptığımda veya çok kanı kaynadığında evlensene benle falan derdi ama ben daha taşaklı bişey beklediğim için hahahkıkıkıkaaşkitom yiaaaaaa falan diye fingirdeyip geçiştirirdim. Velasılkelam beklenen teklif geldi evlendik...

Ve herşey balkabağına dönüştü. Öncelikle benim saçlarım evi sardı annecigim can parem her allahın günü evi temizledigi için ben görmüyomusum bekarken. Lan bildigin ayağıma çelme takıyor saçlarım. Üstüne bide herifin tüyleri döküldümü yerlere allahım kriiizzz..

Sonra olur olmadık yerde çoraplar birikti. Ama bunları bekar evinde hiç görmemiştim bana çok yabancıydı. Yalvarıyorum şunları kirli sepetine at diye çok çabalandım.. bir gün attıysa on gün atmadı. Sonra üstünden çıkardıklarını havlupana asmasını fark ettim. Oturuken ayağını götümün altına sokması gibi. Islak bornozu asmaya bile üşenir hale geldi zamanla bornoz ıslak kalmaktan çürüdü. Birde seninki niye çürümüyo diye bana çıkışıyor , acabaaa niyeee...
Mesela az önce Ayağa kalkarken beni öpecek gibi geliyordu bir anda kolumu öptü  çok romantik dimi =) ama altında yatanı fark ettim çünkü geyirdi ve dudişten uzaklaşıp kolumu öptükü fark etmiyim diye.

Kahvaltı hazırlamaktı yemek yapmaktı hayal oldu yap desem yine yapar gocunmaz ama mutfagın içine ediyor ya bu yüzden pek karıştırmamaya özen gösteriyorum. Elimden geldigince.

Süpriz falan bitti. Çiçek desen yavrumuzun haberini aldıgında gönderdi sadece. 20 hafta geçti aradan hala bi gül yok.
Olsun gül yüzü var sahiplenmesi kocalığı var... Gece uyanıp öpmesi var. Yatağın içinde elimi arayıp tutması var.

Ev olması var yuva olması var. Çok şükür bu günümüzede beni çatlayana kadar güldüren bi sevgilim var.

Kaldığım yerden, Olmadığım yere..

Yeniden yazmaya başlama fikri bile, çok sıkı bi kız arkadaşa içini dökmenin verdiği mutluluğu verdi bana. Hoş hiç öyle otu boku anlatacak bi kız arkadaşım olmadı. Belkide olmuştur ama ben güvenipte konuşamam zaten.
 Hep eksik masum yanlarını anlatırım birinden duyma ihtimalini düşünerek. 
Eskisi gibi manita hazretlerimin öküzlüklerini, yer yer romantizmini ve sağnak yağış göz yaşlarımı yazamayacağım için üzgünüm. 
Çünkü kendisi artık benim kocam ! olur olmaz dedikodusunu yapamam. İnternetle çok içli dışlı olmağı için blogu bulupta okuma ihtimali olmasa bile karnımda sıpası varken bunu yapmam hiç etik değil. =)

Kandırdım.. Tabikiiii yazıcam. 
Çok samimi arkadaşlarımla görüşmüyorum ama.. Zamanındaa Aman benden uzak olsun dediklerimle görüşüyorum. Hayat işte neler değişiyor neler. 

Kim derdiki koca bir beş yılımı ağrılı sızılı mutlu musmutlu romantık trajedik geçirdiğim yiğidomla evlenip bi yuva kuracağım.. bu ihtimal bana bile nasıl uzak nasıl imkansızdı. Çünkü hiçbirşey üstüste bukadar mükemmel olamazdı. Bişekilde bir bokluğun çıkıp hayatımı lağıma çevirmesi gerekiyordu. En azından hepp böyle olmuştu. Ama olmadı. Stresli sinirli bi maratonun ardından evlendim. Evlendik. =)


Çok geçmeden hatta hiç geçmeden 1 ay sonra içimde kelebekler uçuştu. Yok yok kelebek. :)

Canım kocamla  Ellerimizi kocaman açtık Allaha önce ondan istedik. Sonra tabi istemekle olmuyor malumunuz. Denedik. Ve hooop kocamaaaan bi hediye tutundu bize. 20 haftalık olduk bile.

Tabiki bunların, içimde kalan anneme anlatıp susturuldugum arkidişlerime anlatıp gülündüğüm acındığım (düğün kına nişan hamilelik ev ) hikayelerim var. Anlatılmayı bekleyen çook şey var. 


Acıktım. Gideyimde karaşimşek yapayım.